Kategori: Uncategorized @tr
Üreticilere Kuraklık Desteği Ödemesi Yapılmaya Başlandı

Yetersiz yağış nedeniyle kurak şartlarda üretimi yapılan ürünleri kapsayan kuraklık desteğiyle ilgili beklenen açıklama geldi. 651 bin üreticiye toplamda 2.6 milyar lira kuraklık desteği ödemesi yapılmaya başlandı. Yetersiz yağış nedeniyle kuru şartlarda üretimi yapılan ürünleri kapsayan kuraklık desteğinden kimler faydalanıyor? İşte Kuraklık destekleme ödemeleri miktarı ile ilgili detaylar.
KURAKLIK DESTEĞİNDEN KİMLER FAYDALANACAK?
Kuraklık nedeniyle yüzde 30 ve üzeri verim kaybı yaşayan çiftçilere destekleme ödemesi yapılacak. Desteklemeden yararlanacak ürünlerdeki verim kaybı oranları; meteorolojik veriler, TARSİM kayıtları ve İl/İlçe Hasar tespit Komisyonları kayıtları dikkate alınarak İl/İlçe Tahkim Komisyonları tarafından belirlenecek. Resmi Gazete’de yayımlanan karara göre, destekten yararlanacakların, ÇİFTÇİ KAYIT SİSTEMİ içinde bulunmaları ve arpa, buğday, nohut, mercimek, yulaf ve çavdar ürünlerini ekmiş olmaları gerekiyor.
NE KADAR KURAKLIK DESTEĞİ ÖDEMESİ OLACAK?
Destekleme ödemesi önceliği, Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından belirlenen tarım havzalarındaki köylerde % 30 ve üzeri verim kaybı yaşayan çiftçilere verildi. Çiftçi Kayıt Sistemi (ÇKS) üzerinde resmi olarak kaydı bulunan çiftçiler için verilecek olan kuraklık desteği, verim kaybına göre dekar başına 30 liradan 100 liraya kadar çıkabilmektedir.
* Yüzde 30-39 arasında olanlara dekar başına 30 TL,
* Yüzde 40-49 arasında olanlara dekar başına 40 TL,
* Yüzde 50-59 arasında olanlara dekar başına 50 TL,
* Yüzde 60-99 arasında olanlara dekar başına 60 TL,
* Yüzde 70-79 arasında olanlara dekar başına 70 TL,
* Yüzde 80-89 arasında olanlara dekar başına 80 TL,
* Yüzde 90-99 arasında olanlara dekar başına 90 TL,
* Yüzde 100 kayıp yaşayanlara dekar başına 100 TL.
KAYNAK: https://www.sigortamedya.com.tr/651-bin-ureticiye-2-6-milyar-tl-kuraklik-destegi-odemesi-yapilacak/
Zorunlu Trafik Sigortası’nda Önemli Değişiklik

Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu(SEDDK) yönetmeliğine göre, zorunlu trafik sigortası asgari teminatları değiştirildi. Değişiklikler 01.01.2022 tarihinde yürürlüğe girecek.
Ayaktaki yolcular için; sağlık gideri, sakatlanma ve ölüm teminatları için de teminat tutarlarında değişiklikler yapıldı. Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasında Tarife Uygulama Esasları değişiklikleri şu şekilde;
Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumundan:
Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasında Tarife Uygulama Esasları Hakkında Yönetmelik’te değişiklik yapılmasına yönelik yönetmelik:
MADDE 1 – 14/7/2007 tarihli ve 26582 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasında Tarife Uygulama Esasları Hakkında Yönetmeliğin ekinde yer alan Tablo 9 ve Tablo 10 ekteki şekilde değiştirilmiş, aynı eke Tablo 10’dan sonra gelmek üzere ekteki tablolar eklenmiş ve diğer tablolar buna göre teselsül ettirilerek ekteki şekilde değiştirilmiştir.
MADDE 2 – Bu Yönetmelik 1/1/2022 tarihinde yürürlüğe girer.
MADDE 3 – Bu Yönetmelik hükümlerini Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu Başkanı yürütür.
KAYNAK: https://www.sigortamedya.com.tr/zorunlu-trafik-sigortasi-nda-degisiklik/
Bitkisel Ürün Sigortaları’nda 2022 Yılı Üretim Sezonu Açıldı

Küresel iklim değişikliği nedeniyle tarımsal faaliyetlerin son yıllarda yüksek düzeyde risk altında olduğunun altı çizen TARSİM, 2022 yılı üretim sezonu için, Bitkisel Ürün Sigortası ve Köy Bazlı Kuraklık Verim Sigortası (KBKVS) başvurularının başladığını açıkladı. Başvurular, yetkili sigorta şirketlerinin acentelerine yapılabiliyor.
2022 yılı üretim sezonu için, Bitkisel Ürün Sigortası ve Köy Bazlı Kuraklık Verim Sigortası (KBKVS) başvuruları başladı. Başvurular, 1 Kasım tarihi itibarıyla yetkili sigorta şirketlerinin acentelerine yapılabiliyor. TARSİM’den yapılan açıklamada, küresel iklim değişikliklerinin de etkileri ile birlikte tarımsal faaliyetlerin son yıllarda yüksek düzeyde risk altında olduğunun altı çizilerek; dolu, don, fırtına, sel-su baskını, yangın ve kuraklık gibi meteorolojik afetlerle daha sık karşılaşıldığına ve kayıpların arttığına dikkat çekildi.
Ödeme kolaylıkları sunuluyor
Sigortanın ihmal edilmemesi ve tarımsal üretimin mutlak bir parçası haline gelmesi gerektiği vurgulanarak, üreticilere yeni dönem ekilişleri ile ilgili bitkisel ürünlerini sigortalatmaları konusunda çağrıda bulunan TARSİM, açıklamasında şu ifadelere yer verdi: “Üreticilerimiz, Tarım ve Orman Bakanlığı nezdindeki Çiftçi Kayıt Sistemi’ne (ÇKS) mutlaka kayıt yaptırmalı ya da kayıtlarını güncellemelidir. Sonrasında, poliçe süresini kaçırmamak için, bitkisel ürünlerde değişiklik gösteren son poliçe kabul tarihlerini tarsim.gov.tr üzerinden takip ederek, yetkili sigorta şirketlerinin acenteleri aracılığıyla tarım sigortası başvurusunda bulunabilir. Bitkisel Ürün Sigortasında üreticinin priminin yüzde 50’si, Köy Bazlı Kuraklık Verim Sigortasında 2022 yılına özel olmak üzere yüzde 70’i ve meyvelerde ise don teminatı priminin yüzde 67’ye varan kadar kısmı Devlet tarafından karşılanıyor. Ayrıca üreticilere çeşitli indirim ve ödeme kolaylıkları da sunuluyor. 2022 yılı üretim sezonunun ülkemize, üreticilerimize ve paydaşlarımıza hayırlı olmasını dileriz.”
KAYNAK: https://www.sigortamedya.com.tr/bitkisel-urun-sigortasi-nda-2022-yili-uretim-sezonu-acildi/
Bireysel Emeklilik Sistemi(BES) Hareketlendi!

Emeklililik şirketlerinin 18 yaş altı nüfusa sunduğu ürünler, Bireysel Emeklilik Sistemi’ni (BES) hareketlendirdi. BES’te katılımcı sayısı, sadece iki ayda 60 bin’e yakın artarken, sistemde toplam fon büyüklüğü ise eylül başında 175 milyar TL’yi aştı.
Türkiye’de yurt içi tasarrufların artması açısından büyük umutlar beslenen Bireysel Emeklilik Sistemi’nde (BES) 18 yaş altı nüfus katılımcı sayısını artırmaya başladı. Emeklilik Gözetim Merkezi’nin (EGM), son açıkladığı 3 Eylül tarihli istatistiklere göre, BES’te toplam katılımcı sayısı, 6 milyon 964 bin 943 kişiye ulaşırken, sistemde devlet katkısı dahil fon büyüklüğü 175,4 milyar TL’ye yükseldi. BES’te katılımcı sayısı, sadece iki ayda 60 bin’e yakın artış gösterdi.
Katılımcı sayısı yazdan beri artıyor
BES’te toplam katılımcı sayısının yılbaşından itibaren seyrini incelediğimizde, 31 Aralık itibarıyla 6 milyon 900 bin 579 katılımcı sayısının, mayıs sonuna kadar dalgalı bir seyir izlediği dikkat çekiyor.
31 Mayıs’ta 6 milyon 908 bin 478’e gerileyen katılımcı sayısı, yaz aylarından itibaren düzenli olarak artıyor. Gönüllü BES’te 30 Haziran-3 Eylül arasındaki 2 aylık dönemde toplam katılımcı sayısı 54 bin 591 kişi arttı. 31 Temmuz-3 Eylül arasındaki 1 aylık dönemde de katılımcı sayısındaki artış 30 bin 744 kişi oldu.
18 yaş altına sunulan ürünler BES’te tabanı büyütüyor
Gönüllü BES’te yaz aylarından beri yaşanan katılımcı sayısındaki artış da kuşkusuz, ’18 yaş altı’ çocuk ve gençlere sunulan ürünler de çok etkili. Mayıs ayında,‘18 yaş altı nüfusun BES kapsamına alınmasına ilişkin Kanun Teklifi’nin, TBMM Genel Kurulu’nda kabul edilerek yasalaşması, BES’te 18 yaş altı, 24 milyon gence kapıların ardına kadar açılmasını sağladı. Emeklilik şirketleri de yasa değişikliğinin ardından yaz aylarından bu yana, söz konusu kesime yeni ürünler sunmak için adeta yarış içinde. Yapılan tanıtımların ve kampanyaların etkisiyle çocuklarının geleceğini garanti altına almak isteyen duyarlı ebeveynlerin söz konusu ürünlere ilgi gösterdiği dikkat çekiyor.
BES’te fon büyüklüğü yılbaşından beri 17 milyar tl artış gösterdi
Gönüllü Bireysel Emeklilik Sistemi’nde (BES), emeklilik fonları katılımcılara kazandırmaya devam ederken, devlet katkısı dahil fon büyüklüğü de sürekli artıyor. 31 Aralık itibarıyla 158,3 milyar TL olan fon büyüklüğü, mayıs ayı sonunda 170 milyar TL’ye yükseldi. 3 Eylül itibarıyla ise 175,4 milyar TL’ye ulaştı. Devlet katkısı dahil fon büyüklüğü, yılbaşından beri yaklaşık 17 milyar TL artış gösterdi. 3 Eylül itibarıyla, toplam 5 milyon 975 bin 487 çalışanın olduğu Otomatik Katılım Sistemi’nde (OKS) ise devlet katkısı dahil fon tutarı 14,3 milyar TL düzeyinde bulunuyor.
Kaynak: https://www.sigortamedya.com.tr/genclik-asisi-bese-yaradi/
Evinizin Depreme Dayanıklı Olup Olmadığını Anlamanız İçin 7 İpucu

Evin dayanıklı ve sağlam olması, deprem sırasında oluşabilecek riski azaltan faktörler arasında yer alıyor. Evlerin olası bir depreme karşı dayanıklı olup olmadığını gösteren 7 kriteri paylaşıyoruz.
Türkiye gibi deprem bölgesinde yer alan ülkelerde evin dayanıklı ve sağlam olması, oluşabilecek riski azaltan faktörler arasında yer alıyor. 1999 yılından bu yana yaşanan ve büyük tahribat yaratan Gölcük, Van, Elazığ gibi büyük depremlerin ardından evlerin sağlamlığı konusu sıkça gündeme geliyor. Peki, evlerin depreme dayanıklı olup olmadığını nasıl anlayabiliriz? İpuçları nelerdir?
ZEMİN DURUMU
Dere yatağı ya da doldurulmuş alanlar doğal afetlere karşı dayanıksız, sert zeminlerdeki yapılar ise daha dayanıklı kabul edilmektedir. Binanın temelinde yer altı suyu olup olmadığı da büyük önem taşır. Bu sular çekilip dışarı atılsalar da, zeminde yeniden su birikmesiyle birlikte temele zarar vermesi söz konusudur.
ONAYLANMIŞ PROJEYE UYGUNLUK
Yapı projeleri en uygun şartlar göz önünde bulundurularak onaylanır ve yapılar bu onay alan projelere uygun inşa edilir. İnşa sonrasında da onaylanan projeye sadık kalınması önem taşımaktadır. Binaya sonradan kaçak kat çıkılması, asansör yapılması, tadilat sırasında kolonların kesilmesi gibi projede yer almayan uygulamalar binalara zarar verir ve risk teşkil eder.
TAŞIYICI SİSTEM SAĞLIĞI VE DURUMU
Taşıyıcı sistemdeki çatlaklar ve kırıklar binanın dayanıklılığı hakkında bilgiler verir. Taşıyıcı sistemlerde herhangi bir çatlak yoksa bu bina dayanıklılığının yüksek olduğu anlamına gelmez. En doğru sonuç deprem dayanıklılık testleri ile öğrenilir.
BİNANIN YAŞI
Binanın yaşı, yapının hangi deprem yönetmeliğine uygun şekilde yapıldığı bilgisini verir. Daha güncel yönetmeliklere uyularak inşa edilen binaların dayanıklılık konusunda eski yönetmeliklere oranla daha başarılı olduğu kabul edilmektedir. Ayrıca bina yaş aldıkça yapı malzemelerinin eskimesi binanın dayanıklılığını etkilemektedir.
BİNANIN RUTUBET DURUMU
Rutubet, binanın su yalıtımının iyi yapılmadığı ya da hasar gördüğünü anlamamızı sağlar. Özellikle bodrum kattaki rutubet zamanla binanın taşıyıcı sistemlerine zarar verir. Bundan dolayı herhangi bir rutubet durumunda önlem almak ve su kaçağını onarmakta fayda vardır.
YAPIDA KULLANILAN MALZEMİNİN KALİTESİ
Yapıda kullanılan malzemelerin kalitesi en az zeminin durumu kadar önemlidir. Çünkü sağlam bir zemine dahi kalitesiz malzeme kullanılarak yapılan binanın dayanıklılığı düşüktür. Beton kalitesi ancak inşaat mühendisleri gibi uzmanlar tarafından incelenip değerlendirilebilir.
DEPREM RİSK ANALİZİ
Evlerin depreme dayanıklı olup olmadığı konusunda daha güvenilir ve kesin sonuçlar görebilmek için binanın deprem risk analizinin yaptırılmasında fayda vardır. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından onaylı kurumlara başvurarak deprem risk analizini yaptırılabilir. Bu işlem için binadaki herhangi bir mülk sahibinin ya da bina yöneticisinin talepte bulunması yeterli olacaktır. Deprem risk analizi ile genel olarak evde kullanılan betonun sağlamlığı ve olası deprem anında gösterebileceği dayanıklılık incelenir.
KAYNAK: https://sigortacigazetesi.com.tr/evinizin-depreme-dayanikli-olup-olmadigini-anlamaniz-icin-7-ipucu/
Doğal Afet Kaynaklı Tahmini Toplam Sigortalı Hasarı 78 Milyar Dolar!

Willis Re raporuna göre 2020 yılında meydana gelen küresel doğal afetlerin tahmini toplam sigortalı hasarı 78 milyar doları buldu. Bu rakam, 2019 yılındaki 53 milyar dolarlık hasardan oldukça yüksek.
Küresel reasürans şirketi Willis Re, 2020 yılında gerçekleşen küresel doğal afetlerin yıl sonundaki tahmini toplam sigortalı hasarını açıkladı. Willis Re raporuna göre, 2020 yılındaki küresel doğal afetlerden kaynaklanan tahmini toplam sigortalı hasar 78 milyar doları buldu. Bu toplam rakam 2019 yılındaki 53 milyar dolarlık toplam hasardan oldukça yüksek.
En fazla doğal afetin görüldüğü ülkelerden biri olan ABD’de 2020 yılında yeni bir rekor kırıldı. Willis Re raporuna göre, ABD’de 2007 yılında 16 olarak kaydedilen doğal afet sayısı, 2020 yılında 1 milyar doları aşan toplam hasar ile 22 afet meydana geldi. 2005’te 27 fırtına kayıtlara geçerken 2020 yılı içerisinde 13 kasırga ve 30 fırtına ile yeni bir rekora imza atıldı.
Elektrikli Otomobil Sigortası Yaptırırken Nelere Dikkat Etmeliyiz?

Çevre bilincinin artmasına paralel vergi avantajlarının da verdiği olumlu etkiyle artık yollarda daha çok elektrikli otomobiller görmeye başladık. Peki, bu araçlar için klasik araç sigorta poliçeleri yeterli mi yoksa daha farklı teminatların bulunduğu özel kasko poliçelerinin hazırlanması gerekiyor mu?
Elektrikli otomobil kasko poliçeleri de tıpkı klasik araç kaskosunda olduğu gibi aracınızın bir kazaya karışması durumunda sizi ve aracınızı hasarlara karşı koruyor ancak elektrikli otomobillerde kullanılan teknolojiye özel parçaların maliyetleri, yetkili servislerde tamir için özel eğitilmiş personelin bulunması, pahalı batarya teknolojisi ve araçların sessiz çalışması nedeniyle potansiyel olarak yayaların karıştığı kazaların artma olasılığını göz ardı etmemeleri gerekiyor. Yeni bir pazar olması nedeniyle sigorta şirketlerinin elektrikli araç risklerini değerlendirme kriterleri de haliyle farklılaşabiliyor. Bazıları daha pahalı kasko poliçeleri sunarken, bazıları da daha düşük kasko fiyatlandırmayı tercih ediyor.
Elektrikli otomobil için kasko poliçesini incelerken özellikle nelere dikkat etmeliyiz?
Batarya / pil teminatı
Otomobil üreticileri elektrikli otomobillerin bataryaları için kiralama ve / veya sahip olma seçeneği sunuyorlar. Sizin tercih ettiğiniz elektrikli otomobil üreticisine ve modeline göre değişen bu seçenek kasko poliçesinin de içerdiği teminat açısından önemli oluyor. Bazı üreticiler kiralama yönteminde bataryayı sizin sigortalamanızı beklerken bazıları ise herhangi bir ekstra maliyet olmadan kendileri tamir etmeyi veya değiştirmeyi sunabiliyor. Eğer sahip olduğunuz elektrikli otomobilin bataryası kiralama yöntemiyle değişiyorsa sigorta şirketinin bunu teminat dışı bırakma olasılığına karşı kasko poliçenizi yaptırırken bunu mutlaka belirtmelisiniz.
Güç kablosu teminatı
Diğer tüm elektrikli eşyalarda olduğu gibi elektrikli otomobilleri de şarj etmek için bir tür elektrik prizine takmanız gerekiyor. Bu da aslında etrafta ayağınızın altında bulunan kablolar demek. Kendi evinizin garajında belki bu kablolar çok büyük bir problem olmayacaktır ama sokakta başka insanların da geçme ihtimali olan yerlerde elektrikli otomobilinizi şarj etmek isterseniz o zaman aslında potansiyel bir tehlike daha ortaya çıkmış oluyor.
Kablonun başkasının veya sizin düşmenize neden olarak sakatlanma veya ölüm riski oluşturmasının yanında eskimiş ve aşınmış bir kablonun sebep olabileceği elektrik çarpması gibi tehlikeler de açığa çıkmış oluyor. Bu yüzden de elektrikli otomobiliniz için bu tür riskleri de kapsayan bir kasko poliçesi çok hayati değere sahip oluyor.
Kaynak: www.sigortamedya.com.tr
Hayatın Olumsuz Sürprizlerine Karşı Ne Kadar Hazırlıklısınız?

Hayat sigortası yaptırırken nelere dikkat edilmelidir?
Hayat sigortası yaptırırken teklifnamede yer alan sorulara doğru cevap vermek, gerek sigorta ettirenin gerekse sigortalının kendisince bilinen ve sigortacının bilmesi gereken hususları sigortacıya bildirmesi önemli bir yükümlülüktür. Bu yükümlülüğün ihlali halinde sigortacı sözleşmeden cayabilir ya da ek prim almak suretiyle sözleşmeyi yürürlükte tutabilir.
Hayatı üzerine sigorta sözleşmesi yapılan kişiye sigortalı, prim ödeyerek sigortalının hayatını sigortalayan kişiye sigorta ettiren, sigorta sözleşmesine taraf olmamakla birlikte lehine sigorta sözleşmesi yapılan ve rizikonun gerçekleşmesi halinde kural olarak tazminatı talep etme hakkına sahip kişiye de lehtar denilmektedir.
Kimler hayat sigortası yaptırabilir?
Sigorta ettiren, ölüm veya hayatta kalma ihtimallerine karşı kendisinin veya başkasının hayatını, sigorta ettirebilir. Başkasının hayatı üzerine sigorta yapılabilmesi için, o kişinin hayatının devamında lehtarın menfaatinin bulunması şarttır.
Menfaat şartının sözleşmenin yapılmasından sonra ortadan kalkması hâlinde sözleşme o andan itibaren geçersiz hâle gelir; ancak, sigorta ettirene erken ayrılma değeri ödenir.
Hayat grubu sigortalarında gider payı, aracı komisyonu (veya üretim masrafı) ile işletme masrafı kesintileri, tarifelerin özelliklerine göre şirketçe belirlenen oranlarda yapılabilir. Aynı zamanda, sözleşmede belirtilen süre dolmadan sigortadan ayrılma durumunda, erken ayrılma kesintisi uygulanabilmektedir.
Sigorta ettiren, sigortacının kendisine cayma hakkını kullanabileceğini bildirmesinden itibaren onbeş gün içinde sözleşmeden cayabilir. Bilgilendirmenin yapıldığı sigortacı tarafından ispatlanır. Bilgilendirme yapılmamışsa cayma hakkı ilk primin ödenmesinden bir ay sonra sona erer.
Sigorta ettiren, sigortacının sorumluluğu başlamadan önce, kararlaştırılmış primin yarısını ödeyerek sözleşmeden cayabilir. Sözleşmeden kısmi cayma hâlinde, sigorta ettirenin ödemekle yükümlü olduğu prim, cayılan kısma ilişkin primin yarısıdır.
Hayat sigortası primleri için vergi avantajı var mıdır?
Sigortanın Türkiye’de yerleşik ve merkezi Türkiye’de bulunan bir sigorta şirketi nezdinde akdedilmiş olması halinde sigortalının şahsına, eşine ve küçük çocuklarına ait birikim priminin alındığı hayat sigortalarında ödenen prim tutarının % 50’si; yalnızca ölüm, kaza, hastalık, sakatlık teminatı içeren hayat sigortalarında ise ödenen primin tamamı gelir vergisi matrahından indirilebilmektedir.
Gelir vergisi matrahından indirilebilecek tutar:
- Ücretliler için, primin ödendiği ayda elde edilen ücretin %15’i;
- Yıllık beyanname vermekle mükellef olanlar için, beyan ettikleri gelirin %15’i,
- Asgari brüt ücretin yıllık tutarı ile sınırlanmıştır.
İşverenlerin çalışanları adına ödediği şahıs sigortası primleri, ticari kazançlarının tespitinde gider olarak indirim konusu yapılabilmektedir.
İşverenler tarafından çalışanları adına bireysel emeklilik sistemine ödenen katkı payları ve indirim konusu yapılacak şahıs sigortaları prim ödemelerinin toplam tutarı, ödemenin yapıldığı ayda elde edilen ücretin %15’ini ve yıllık olarak asgari ücretin yıllık tutarını aşamaz.
KAYNAK: https://www.sigortahaber.com/
Prim Üretimi Arttı, Sağlık Başı Çekti

TSB’nin üye şirketlerden derlediği bilgilere göre 2021 yılı Ocak sonu itibariyle toplam prim üretimi geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 15.6 artış ile 9.475.785.905 TL olarak gerçekleşti. En yüksek prim üretimi ise sağlık branşında gerçekleşti.
Türkiye Sigorta Birliği, 2021 yılının ilk rakamlarını paylaştı. TSB’nin üye şirklerden derlediği Ocak sonu rakamlarına göre; sigorta sektörü geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 15.6 büyüdü. Bu sürede üretilen prim tutarı ise 9.475.785.905 TL olarak gerçekleşti. En yüksek prim üretimi ise sağlık-hastalık branşında gerçekleşti. Bu branştaki prim üretimi ocak ayında 2 milyar 7 milyon lira oldu.
TSB verilerine göre hayat branşı prim üretimi ise; geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 21 oranında azalarak 1 milyar 120 milyon TL oldu. Hayat dışı tarafında ise prim üretimi geçen yılın aynı dönemine göre; yüzde 23.3 oranında artarak 8 milyar 355 milyon lira oldu.
Kara araçları sorumluluk branşında 1 milyar 677 milyon lira prim üretilirken; yangın ve doğal afetler branşında yüzde 41 artış ile 1 milyar 426 milyon lira prim üretildi. Kasko branşında ise yüzde 27.3 artış ile 1 milyar 133 milyon lira prim üretimi gerçekleşti.
Öte yandan TSB, ocak ayı katılım sigortacılığı verilerini de açıkladı. Buna göre katılım sigortacılığında toplam prim üretimi geçen yılın aynı dönemine göre; yüzde 30.1 oranında artış ile 479 milyon liraya ulaştı.
KAYNAK: https://www.sigortamedya.com.tr/prim-uretimi-artti-saglik-basi-cekti/
Kişisel Verilerinizi Korumanın En Etkili Yolları Nelerdir?

Veri odaklı dünyada kişisel veriler, siber saldırılar için değerli bir hedeftir. Peki, kişisel verileri korumanın yolları neler? Uzmanlar kişisel verileri korumak için bireylerin dikkat etmesi gereken 10 adımı sıralıyor.
1. Parolalarınızı düzenli olarak değiştirin. Çok basit bir güvenlik önerisi olsa da değeri paha biçilemez olan kişisel verilerin korunması adına en önemli adımlardan birini oluşturuyor. Özellikle de online bankacılık hizmetlerinde ve sosyal medya hesaplarında kişilerin en çok zarar gördüğü noktayı da sürekli kullandıkları basit şifreler oluşturuyor. Buna karşı alınabilecek en önemli ve basit yöntem şifrelerinizi düzenli olarak değiştirmek görünüyor.
2. Sosyal medya hesap ayarlarınızı kontrol edin. Sosyal medya hesaplarınızı gizli tutmanız önem arz ediyor. Özellikle neyi ve kiminle paylaştığınızı netleştirmek için gizlilik ayarlarınızı gözden geçirdiğinizden emin olun. Hackerler, sizinle ilgili gizli verilere kolayca erişebilir ve bunları, sahte online hesaplar oluşturmak veya kimlik avı saldırısı gerçekleştirmek için kullanabilir. Özel verilerinizi paylaşmayın, iki faktörlü kimlik doğrulamayı kullanın ve sosyal medya profil sayfanızda erişime sağladığınız bilgileri en aza indirin.
3. Herkese açık Wi-Fi hizmetlerini dikkatli kullanın. Siber suçlular için verilerinizi çalmak adına sahte, ücretsiz Wi-Fi ağları kurmak çok kolaydır. Kablosuz ağ ayrıntılarını her zaman hizmeti aldığınız yerden doğrulayın. Böyle durumlarda VPN kullanarak kendinizi daha da koruma altına alabileceğinizi unutmayın.
4. Basit güvenlik soruları kullanmayın. Özellikle şifrelerin unutulması durumunda kullanıcıya bilgi verilmesi veya şifresini yeniden sıfırlaması için kullanılan bu yöntem için basit sorular ve cevaplar kullanmayın.
5. IP adresinizi gizleyin. IP adresiniz kişisel olarak tanımlanabilir bilgilerdir. Bu nedenle, online trafiğinizi hedefe ulaşmadan önce güvenli sunucular üzerinden yeniden yönlendirmek adına bir VPN üzerinden gerçekleştirebileceğinizi unutmayın.
6. Cihazınızı dikkatlice seçin. Herhangi bir tür özel hesaba giriş yaparken, kendi cihazınızı kullandığınızdan emin olun. Banka hesaplarına veya sosyal medyaya erişmek için genel erişimli bilgisayarları kullanmayın. Giriş bilgilerinizi veya kişisel verilerinizi çalabilecek kötü amaçlı yazılım bulaşmış olabilen genel kullanıma açık cihazlara dikkat edin.
7. Adresinde yalnızca HTTPS bulunan web sitelerini kullanın. Online alışveriş, genellikle kişisel verilerin web siteleriyle paylaşılmasıyla gerçekleşiyor. HTTP bağlantılar üzerinden gönderilen verilerin şifrelenmediğini ve bu yüzden online alışveriş yaptığınız sitede HTTPS yoksa hackerlerin verilerinizi çalabileceğini unutmayın.
8. Oturumu kapatın. Web’deki herhangi bir hesaba eriştiğinizde, işinizi bitirdiğinizde oturumu kapatmayı unutmayın. Kendi ağınıza sahip olmayan bir kablosuz ağ kullanıyorsanız, yaptığınız işi bitirdikten sonra cihazınızda “Bu ağı unut” seçeneğini seçin.
9. Kimlik avı dolandırıcılıklarına dikkat edin. Bu günlerde kimlik avı girişimleri genellikle güvenilir bir markadan ya da bankadan gelmiş gibi görünüyor. Yazım hatalarına, gereksiz eklere, garip selamlara, bulanık logolara, size aşina olmayan ve fark edilir derecede belirsiz içeriklere dikkat edin. En önemlisi, herhangi bir bağlantıyı veya düğmeyi tıklamadan önce URL’leri ön izleyin.
10. Güvenlik çözümüne sahip olun ve kullanın. Virüsten koruma yazılımınızın en son sürümüne sahip olduğunuzdan emin olun. Bu, casus yazılım, truva atı, virüs ve diğer kötü amaçlı programların cihazınıza başarıyla saldırmasını önlemenize yardımcı olurken sizin de kişisel verilerinizi koruma altında tutar.